Ads Area

Kendimi kortların kraliçesi gibi hissediyorum

Pirelli’nin efsaneleşen ve her yıl merakla beklenen takviminin 43. sayısında yer alarak adından söz ettiren ve dünyanın en önemli tenisçileri arasında yer alan ABD'li Serena Williams, bilinmeyen yönlerini pirelli.com’a anlattı.

Tenis dünyasının kadınlarda 1 numarası olan Serena Williams, ‘Kortların Kraliçesi’ lakabını sevdiğini ve bunu sahiplendiğini söyledi. Pirelli Takvimi’nin kariyerinde başarılı kadınlara yer verdiği 43. sayısında yer alan tenisçi Williams, pirelli.com’a kendisiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Farklı insanları temsil etmeyi seviyorum
Farklı olmayı ve farklılıkları temsil etmeyi çok sevdiğini belirten Serana Williams, siyahi bir kadın olarak tenis oynamaktan ve bu konuda öncü olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Williams, “Ben tenise başladığım zamanlarda bu konu çok yaygın değildi ve bunu yapan bir avuç insan vardı. Ben bunu benimsedim. İkonik bir şeyleri, insanların olmak ve yapmak istedikleri şeyleri temsil ediyorum. İlklerden biri ve öncü olmak, insanları etkilemek ve onlara ilham veren bir rol model olmak benim için çok heyecan verici.”

Kortlarda çok ciddi oluyorum
Maçlar esnasında çok ciddi oluğunu söyleyen Williams, şöyle devam etti: “Yaptığım işi seviyorum. Kortta kim olduğumu saklamam ve yüzde yüz kendim oluyorum. Maçlar esnasında çok ciddi bir yapıya bürünüyorum; ancak öfkeli, üzüntülü veya mutluysam insanlar bunu rahatlıkla anlayabilirler. Yaptığım işin bu yanının eşsiz olduğunu düşünüyorum. Normalde ise dışa dönük ve çok yüksek sesli biriyim. Mesela Rock and Roll dünyası gerçekten tam bana göre bir şey ve bundan hoşlanıyorum. Hiç bu kadar eğlenceli bir şey duymadım.”

Tanrıya şükrediyorum ve borcumu ödemek için çalışıyorum
Bulunduğu konumda olmasının Tanrının bir lütfu olduğunu söyleyen Williams, “Bu fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Her zaman, bir şey kazandığım zaman Tanrı’ya şükrederim. Çünkü O olmasa burada olacağımı sanmıyorum” dedi. Tüm bunların karşılığını ödemenin çok önemli olduğunu ve bu borcu ödemek için çok çalıştığını söyleyen Williams şöyle devam etti:

“UNICEF’in global bir elçisi olarak dünyanın çeşitli yerlerine seyahat ediyorum. Gittiğimiz yerlerde bir şekilde eğitim, sağlık ve bu türden konuları destekliyorum. Tenis oynamaya başlamadan önce bile bu konuda bir şeyler yapmak istiyordum. Kortta olmadığım her zaman, hayır kuruluşları için bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyorum. Serena Williams Vakfı ile farklı başlıklarda çalışmalarımız sürüyor. ABD’de eğitime odaklanıyoruz, şu anda aynı zamanda aileleri şiddetten etkilenmiş çocuklara yardım etmeye yoğunlaşıyoruz. Ayrıca Afrika’da iki ayrı okul açtım. Bunun için gerçekten yoğun bir şekilde çalışıyoruz.”

Resim yapmak duygularımı özgürleştiriyor
Birçok kişinin bilmediğini ancak resim yapmayı çok sevdiğini söyleyen Williams, resim yapmanın kendisini ve duygularını özgürleştirdiğini belirtti. Williams, “Her zaman farklı resim koleksiyonları üzerinde çalışıyorum. Çok farklı resimleri beğeniyorum. Yaptıklarımın yeterli olduğunu hissettiğimde ise yeni bir konuya geçiyorum. Bunların dışında elbette müziği ve dans etmeyi de çok seviyorum. Tüm bunlar beni tanımlıyor” dedi.

Aksiyon kadını olduğunu belirten Williams, hiçbir zaman durmak istemediğini, her zaman hareket halinde olmayı istediğini söyledi.

✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Etiketler

Top Post Ad

Below Post Ad

Önizle
Sosyal Sorumluluk Projesi