MediaCat 2018’i, Ocak sayısının kapağında Yılın Reklam Yıldızı unvanıyla yer alan Aslı Enver ile karşılıyor. “Şatafat” temasıyla sadeliğe ulaşmanın zorluğunu ve değerini ifade etmeyi amaçlayan fotoğraf kareleri ise Dilan Bozyel’e ait.
MediaCat’in Ocak sayısı kapağında, Penti ile yaptığı başarılı işbirliği ile Yılın Reklam Yıldızı unvanıyla yer alan Aslı Enver, hayatında her zaman netlikten yana olduğunu söylüyor. Bu anlayışı, mesleki yaşantısına olduğu kadar sosyal ilişkilerine de yansıttığını belirten Enver, hayatının ritmini yavaşlatma konusuna da mesafeli: “Bana çok lüks ve uzak geliyor. Ağır bir yaşantıyı anlayamadığım gibi, ağır hareketlere de tahammülüm yok.”
Yılın Reklam Yıldızı olarak MediaCat için objektiflerin karşısına geçen Aslı Enver sadeliğin değerini ve marka işbirliğinin detaylarını MediaCat’e anlattı.
Sadelik hayatında nasıl bir değere sahip?
Sadelik benim için netlik demek ve net olmak dünyanın en güzel şeylerinden biri. Mesajı direkt vermek çok önemli. Onu allayıp pullayıp insanları kandırmaya hiç gerek yok. Ben de hayatımda çok net olmayı tercih ediyorum. Netliğin ulaşılması zor ve değerli olduğunu düşünüyorum.
Oyunculuk tarzında nasıl bir yansıması var bunun?
Orada da çok netimdir. Bir işin içine fazla nezaket ve farklı fikirler girdiği zaman karmaşa oluyor. Öyle mi yapsak böyle mi yapsak durumu zaman kaybına yol açıyor. Örneğin, yönetmen benden bir şey istediği zaman, bunu kişisel bir şey olarak değil, işe hizmet edecek bir şey olarak değerlendiririm. Bizim işimiz derinlikleri ve katmanları olan psikolojik bir iş. Bunu karmaşık hale getirdiğinde, performans yaptığın kişi ya da kitleye de karmaşık bir mesaj vermiş oluyorsun. O yüzden yapmamız gereken, bir sahnede vermek istediğimiz duygunun üzerine yoğunlaşmak ve onu en gerçekçi haliyle yaşatabilmek.
Sınırlı sürede bir duyguyu en pürüzsüz haliyle verebilmek zor olsa gerek…
Zor ama bu insanın içinde olan bir şey. Bu benim işim, bunun üniversitesini de okudum. Eğitimin şart olduğunu biliyorum ama şöyle bir şey de var; bu senin içinde varsa vardır, yoksa yoktur. Evet, şartlar zor, zaman kısıtlı ama bir yandan da benim için çok zor bir şey değil.
İnsan ilişkilerinde sadeliğe nasıl bir bakışın var?
Genellikle anlaşması kolay bir tipimdir. İletişimle her şeyi çözebileceğimi düşünüyorum. Kendimi anlatmakta, ifade etmekte zorlanmam. Bir şeyi istemiyorsam da “çünkü”sünü anlatırım
Sadeleşme konusunun önemli bir ayağını da yavaş yaşam oluşturuyor. Senin için hayatının ritmini yavaşlatmak ne kadar mümkün?
Hiç mümkün değil. Bana çok lüks ve uzak geliyor. Ağır bir yaşantıyı anlayamadığım gibi, ağır hareketlere de tahammülüm yok. Her şeyi, hemen halletmek isterim. 18-19 yaşımdan beri televizyon işi yapıyorum ve hep bu temponun içindeyim. Bizim sektörün şöyle bir durumu var; ya hep iştesin, çalışıyorsun ve anneni görecek bile zamanın yok ya da iş bitiyor ve dev bir boşluğa düşüyorsun. Böyle olunca biraz asosyalleşiyorsun. Ben her gün 60-70 kişiyle beraberim, ailemden daha fazla görüyorum onları. Bir süre sonra yediğin içtiğin ayrı gitmiyor.
Hayatında fazlalıklara yer var mı? Tüketim anlamında nasıl birisindir?
Uzun vadede giyeceğim şeyler için alışverişe çıkmak gibi huylarım yok. Eğer bir şeye ihtiyacım varsa, anı kurtaracak şekilde gider alırım.
Tüketimde daha tutkulu olduğun bir alan/obje var mı?
Ev dekorasyonu konusunda kafam hiç durmuyor. Olduğum mekânı değiştirmeyi seviyorum. Hiçbir şey yapamazsam koltuğun yerini değiştiririm, gider yeni lamba alırım.
Bu konuştuklarımızı hesaba katarak 2018’de hayatında artık değiştirmek istediğin şeyler var mı?
Dediğim gibi bizim sektörün “ya hep ya hiç” durumu var. Ya çok işin var ya da hiç yok. Bu aslında sektörden ziyade kişisel bir sorun. Benim beceremediğim bir şey. Belki 2018’de bunu biraz daha düzene sokabilirim. Çünkü işimi çok seviyorum. Nefes alma aralıkları yetiyor bana, işimi tutkuyla yapıyorum. Çalışırken mutlu oluyorum.
Biraz da Penti işbirliğini konuşalım. Markayla bir araya gelme hikâyeniz nasıldı?
Penti benim dolabımda olan, kullandığım ve çok yaygın bir marka. O yüzden teklif geldiğinde “Bilmem ki, acaba uyuşabilir miyiz” gibi bir soru işaretim olmadı. İçinde olduğun markayı doğru temsil etmek çok önemli. Hiç anlamadığın bir konuda, hiç alakan olmayan bir markayla işbirliği yapmak, inanmadığın bir şeyin arkasında durmak gibi geliyor. Reklam deyip geçmemek lazım, çünkü o senin işine karşı olan duruşunu belirliyor.
Penti’yle aylarca süren bir görüşme sürecimiz olmadı. Tanıştık, anlaştık, yola çıktık. Dört aylık bir anlaşma yaptık, Ocak’ta bitiyor. Çok severek çalıştığım, aklımda kötü anılar bırakmayan bir işbirliği oldu.
Kreatif kısmına nasıl karar verdiniz?
Senaryo üzerinde konuştuk, sonrasında da kombinlere beraber karar verdik.
Bir markayla bir araya gelirken çok net kriterlerin var mı?
Önyargılı değilimdir, önce önerileri dinlerim. Sonuçta profesyonel ekiplerle çalışıyoruz ve herkesin kendi işini yapması önemli. Gelen önerileri değerlendirip süreci o şekilde ilerletmeyi tercih ederim. Biraz da akışına bırakırım.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!