Trendyol’un Instagram hesabı üzerinden canlı gerçekleşen “Mert Vidinli’yle Sıkıştıran Sorular” programının bu haftaki konuğu Berrak Tüzünataç oldu.
Senaristliğin hayatından çıkmasını hiç istemediğini belirten Tüzünataç, bu alanda kendini geliştirmeye devam ettiğini söyledi. İlk parasını çocukken boyadığı taşları satarak kazandığını söyleyen güzel oyuncu çekimlerde başına gelen talihsiz bir anısını da paylaştı. Tüzünataç, “Oyuncu olmasaydım tasarımla ilgilenirdim ya da iç mimar olabilirdim” dedi.
Her Perşembe Trendyol Instagram hesabı üzerinden ünlü isimlerin konuk olduğu “Mert Vidinli’yle Sıkıştıran Sorular” canlı yayın programının bu haftaki konuğu Berrak Tüzünataç oldu.
Tüzünataç, Mert Vidinli’nin hayatında unutamadığın seyahat hangisiydi sorusunu “Bir sene gibi bir süre New York’ta yaşamıştım, son bir buçuk ayına Özge gelmişti. Uzun bir seyahat gibiydi. Hayatımda hiç unutmayacağım bir dönemdi, çok zevkliydi” diye yanıtladı. Pandemi tamamen bitse bile çok uzun uçmaktan korkabileceğini belirten Tüzünataç, “Yine de hemen hızlıca bir Atina’ya gitmek isterdim” dedi. Pandemi öncesinde seyahatlerinde hep uçak tercih ettiğini ifade eden Tüzünataç, bu yaz tüm seyahatlerini arabayla yaptığını ve araba yolculuğundan çok zevk aldığını söyledi.
“Yazlıkta taş boyayıp satardık”
İlk parasını çok küçük yaşlarda kazandığını belirten Berrak Tüzünataç, “Ticarete erken atıldım. Yazlıkta arkadaşlarımla beraber taş ve midyeleri boyayıp pazar alanındaki tezgahta satıyorduk. Ailelerimiz de biz motive olalım diye alıyordu. Tüm parayı da dondurmaya yatırıyorduk” dedi.
“Ekmek çiğneyip alnıma yapıştırdı”
Çekimlerde başına gelen talihsiz bir anısını paylaşan başarılı oyuncu, “Bir film çekiyorduk ve teknede bir sahne vardı. Yelkenli bir tekneydi, tentesini toplamaları gerekiyordu. Ben koltukta otururken, tente ellerinden kaydı ve o koca boru kafama indi. Kafamı kaldırdığımda alnım kocaman şişmişti. Teknenin kaptanı ekmek çiğneyip alnıma yapıştırmıştı. İşe yaradı, şişlik anında indi” dedi.
“Senaristlik hayatımdan hiç çıkmasın istiyorum”
Tüzünataç, senaristlik ile oyunculuk arasında kalsan hangisini seçerdin sorusuna, “Senaristlik tarafı hayatımdan hiç çıkmasın istiyorum. Bir insanın hayal ettiği bir şeyin gerçekleşmesi çok güzel bir duygu. Bu konuda çalışmaya devam ediyorum. Oyunculuk ile senaristlik arasında bir tercih yapmak asla istemem. Eğer oyuncu olmasaydım tasarımla ilgili bir şeyler yapabilirdim. İç mimar da olabilirdim” dedi. Tüzünataç, Fi, Elveda Rumeli ve Biz Böyleyiz’in en sevdiği projeler, en yakın arkadaşlarının ise özetle Biz Böyleyiz ekibi olduğunu söyledi.
“Kötü tecrübelerden ders almaya çalışırım”
Kendini başarısız hissettiği büyük bir tecrübe yaşadığını belirten güzel oyuncu, “Zor bir dönemden geçiyordum, bu yüzden kendime kızamadım. Sonradan baktığımda o dönemi iyi bile atlattığımı düşünüyorum. Kötü tecrübelerden ders almaya çalışırım. Bunu yaptığımda bir başarısızlık gibi hissetmiyorum. İyi ki bunu yaşadım da bundan ders aldım diyorum” diye açıkladı.
“Vazgeçtiklerimden asla vazgeçmezdim”
Kendisine ilham veren kişileri tanımlayan Tüzünataç “Tüm dış etkenlere rağmen kendi olabilen, kendini keşfetmiş, beğenilme üzerine değil de kendi özgün sesini keşfetmiş bunu yaşayabilen herkes ilham bana ilham veriyor” dedi. Herşeye sıfırdan başlasa başkalarının görüşünden, fikirlerinden korkup vazgeçtiği şeylerden asla vazgeçmeyeceğini belirten oyuncu, kendini feminizm, atletizm ve kreativite kelimeleriyle tanımladı. En sevdiği özelliğinin gelişime açık olması, en sevmediği özelliğinin ise çok sevdiği bir fikirden bile çabuk vazgeçmesi olduğunu söyledi.