Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Fikret Çınar, son yıllarda toplumlarda alerjik hastalıkların giderek daha sık görülmekte olduğunu ve bunlardan kurtulmak için öpüşmenin yararlı olduğunu söyledi.
Artan alerjik hastalıklar içinde en önde alerjik rinit (alerjik nezle) geldiğini söyleyen Çınar, şunları söyledi: "Hastalığa kişilerin yüzde 30’unda rastlanmaktadır. Alerji farklı tepki vermek anlamında bir kelimedir ve alerjik kişiler zararsız maddelere karşı herkeste görülmeyen farklı ve aşırı reaksiyon gösterir. Bu cevap burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, aksırma nöbetleri, göz yaşarması, öksürük şeklinde görülebilir. Yani alerjik rinitli bir hastanın bu belirtilerle birlikte yaşam kalitesi son derece kötüleşir. Uykusu bozulan, iş ve okul performansı azalan, günlük aktivitelerini yapamayan bir kişi olarak ortaya çıkar."
Bugüne kadar 20 bine kadar alerjinin tanımlandığını anlatan Çınar, hastalığın yaygınlaşmasında 4 ana etmenin etkili olduğunu söyledi. Hastalığın bu derece yaygınlaşmasındaki dört ana etmenin, çevre kirliliği, kapalı ortamlarda yaşama süresinin uzaması, alerji yapıcı etmenlerin ortaya çıkması ve stres olduğunu anlatan Çınar, şöyle konuştu: "Bugüne kadar 20 bine kadar alerjen tanımlanmıştır. Egzost gazları ve sülfür partikülleri polenlerin alerjenik etkisini artırmakta evde kalış süresinin uzaması ev böcekleriyle teması dolayısıyla böcek alerjisini artırmakta, katkı maddelerinin yoğun kullanılması yeni alerjenlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır."
Son dönemde stresin alerji üzerindeki etkisiyle ilgili çalışmaların yoğunlaştığını anlatan Çınar, sözlerine şöyle devam etti: "Stresli yaşamın alerji üzerindeki etkisi kabul edilmektedir. Ancak bağışıklık sisteminin işleyişindeki bozuklukla stres arasındaki mekanizma tam anlaşılamamıştır. Eldiven alerjisi olan kişilerde Mozart dinlemenin bağışıklık yanıtı hücrelerini (İGE) azalttığı yani derideki alerjiye bağlı kabartıları, deri yanıtını azalttığı buna karşın aynı sonucun Beethoven dinlemekle alınmadığı gösterilmiştir. Aynı durumun gözyaşı döktüren Kramer Kramere karşı gibi duygusal film seyredenlerde de görüldüğü duygulanarak gözyaşı dökmenin alerjik yanıtları azalttığı dahası alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği ileri sürülmüştür."
Son olarak Çınar, stresin alerjik deri yanıtını ve alerjene özgü ige yapımını artırdığı ancak çocukta gevşemeye neden olan anne öpücüğünün ve eş ya da sevgili öpücüğünün alerjene özgü ige yapımını azaltarak alerji belirtilerini ortadan kaldırabileceğini bildirdi. Çınar, sanılanın aksine alerjinin doğru teşhis ve tedaviyle çözümlenebilecek bir sorun olduğunu söyledi.
Deri testleri ve kanda alerjene özgü ige’lerin saptanmasıyla etmenin belirlenmesi, alerjenden korunma, ağız yoluyla alınan antihistaminikler, burun yoluyla kullanılan steroid spreyler ve ağız yolu ya da enjeksiyonla uygulanan aşı tedavisi (immünoterapi) günümüzde kabul edilmiş tanı tedavi yöntemleridir. Gerektiğinde buruna yönelik cerrahi uygulamaları da yapılmaktadır.